İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR ?
İstanbul Sözleşmesi tam adıyla Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, Türkiye’de Mayıs 2011 tarihinde imzalandı. 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girdi. İstanbul Sözleşmesi uluslararası sözleşmelerden olup kanun hükmündedir. Yerel kanunlarımız ile eşdeğer düzeye ve öneme sahiptir. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, bu sözleşme esas alınarak düzenlenmiştir. Bu sözleşme, imzacısı olan ülkelere bazı yükümlülükler getirmektedir. Şiddete uğrayan ya da uğrama riski bulunanlara, özellikle kadınlara ve çocuklara yönelik düzenlemeler içermektedir. Bu konuda Avrupa çapında hazırlanmış ilk ve tek sözleşmedir. Sözleşme 81 madde ve ek maddeden oluşmaktadır.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN AMACI NEDİR ?
Sözleşmedeki maddede amaçlar şu şekilde sıralanmaktadır ;
a.kadınları her türlü şiddetten korumak ve kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddeti önlemek, kovuşturmak, ortadan kaldırmak ;
b. kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınların güçlendirilmesi yoluyla da dahil olmak üzere, kadın ve erkek arasındaki somut eşitliği teşvik etmek ;
c. kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddet mağdurlarını korumak ve bu kişilere destek vermek için kapsamlı bir çerçeveyi, politikaları ve tedbirleri tasarlamak ;
d. Kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddeti ortadan kaldırmak amacıyla işbirliğini güçlendirmek ;
e. kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddeti ortadan kaldırmak üzere bütünsel bir yaklaşımı benimsemeye yönelik etkili bir iş birliği yapmaları için örgütlere ve kolluk kuvvetlerine destek ve yardım sağlamak. “
Sözleşme imzacısı ülkeler, fiziksel, cinsel, ekonomik, sosyal ve duygusal şiddeti önlemek için gerekli tüm yasal önlemleri almak, iç hukukta hazırlanacak olan tüm kanunları , tüzükleri , yönetmelikleri, genelgeleri bu sözleşmedeki ilke ve standartlara uygun olarak hazırlamak zorundadırlar.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN KAPSAMI NEDİR ?
Sözleşme medeni hal, engellilik, sağlık durumu, göçmen veya mülteci statüsüne bakılmaksızın, her yaştan, her ırktan, her renkten, her dilden, her dinden, her siyasi görüşten, her ulusal veya sosyal kökenden, belgesi olmayan kadınlar dahil sığınmacı ve göçmen, cinsel yönelimi farklı olan ve her türlü çevreden gelen kadınları ve kız çocuklarını ayrımcılık yapmaksızın kapsamaktadır.
Sözleşmenin odak noktası, ev içi şiddet dahil kadınlara ve kız çocuklarına yönelik toplumsal cinsiyet temelli şiddetin önlenmesidir. Bununla beraber ev içi şiddet mağduru olan oğlan çocukları ve erkekler için de sözleşmenin uygulanması teşvik edilmektedir. İstanbul sözleşmesine göre, devlet özellikle kadınlara ve kız çocuklarına karşı her türlü şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak için yasal düzenlemeler yapmak zorundadır.
Sözleşmenin dikkat çeken bazı hükümleri şöyle :
“ Taraflar, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere, mağdurlara güvenli barınma imkanı sunmak ve onlara ilişkin önceden önlem almak amacıyla yeterli sayıda, kolay erişilebilir ve uygun sığınma evleri kurmak üzere gerekli hukuki veya diğer tedbirleri alır.”
“Taraflar kültür, töre, din, gelenek veya sözde ‘namus’ gibi kavramların bu sözleşme kapsamındaki herhangi bir şiddet eylemine gerekçe olarak kullanılmamasını temin edeceklerdir”
“Taraflar kadınların daha aşağı düzeyde olduğu düşüncesine veya kadınların ve erkeklerin toplumsal olarak klişeleşmiş rollerine dayalı ön yargıların, törelerin, geleneklerin ve diğer uygulamaların kökünün kazınması amacıyla, kadınların ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranış kalıplarının değiştirilmesine yardımcı olacak tedbirleri alacaklardır”
“kadın erkek eşitliği, toplumsal klişelerden arındırılmış toplumsal cinsiyet rolleri, karşılıklı saygı, kişisel ilişkilerde çatışmaların şiddete başvurmadan çözüme kavuşturulması, kadınlara karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve kişilik bütünlüğüne saygı gibi konuların’ öğrencilerin öğrenme kapasitelerine uyarlanmış bir biçimde dahil edilmesi gerekmektedir.”
Sözleşmenin en önemli tarafı sadece ev içi şiddeti değil, ev dışındaki, sosyal ve kamusal alandaki şiddeti de yasaklıyor olmasıdır. Sözleşme kapsamındaki düzenlemeler dört ana başlık altında toplanmaktadır. Bunlar Önleme, Koruma, Kovuşturma ve Bütüncül Politikalar başlıklarıdır.
Önleme başlığında, kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesine ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Kadınlar ve erkekler arasında sadece yasal alanda değil, uygulamada da eşitliğin sağlanması için önleme başlığında devlete çeşitli yükümlülükler getirilmiştir.
Koruma başlığında, şiddet mağdurlarının uğradıkları şiddet sonrası korunması, desteklenmesi ve şiddet sonrası yaşamlarının yeniden kurulmasına yönelik tedbirler yer almaktadır.
Kovuşturma ( Yargılama) başlığında, sözleşmede yer alan her türlü şiddet biçimine karşı soruşturma, kovuşturma, usul hukuku, ve korumayla ilgili düzenlemeler bulunmaktadır.
- Adli Yardım : Maddi durumu iyi olmayan mağdurların gerektiği gibi haklarını arayabilmeleri için ücretsiz hukuki yardım verilmesi gerekmektedir.
- Zamanaşımı : Tecavüz dahil cinsel saldırılar, zorla evlendirilme, kadın sünneti, kürtaja ve kısırlaştırmaya zorlama suçlarının reşit olmayan mağdurlar için zamanaşımı süresi reşit olmalarından sonraya uzatılmalıdır.
- Uzlaşma ve arabuluculuk yasağı : İmzacı ülkeler, ev içi şiddet ve kadına yönelik şiddet olaylarının tümüyle ilgili olarak uzlaştırma ve arabuluculuk gibi alternatif çözüm yöntemlerini yasaklamalıdırlar.
- Tazminat : Mağdurların sözleşmede tanımlanan suçlardan kaynaklı zararları karşılanmalıdır.
Bütüncül Politikalar başlığında, şiddet alanında bütüncül, eşgüdümlü ; sivil toplum kuruluşları, kadın örgütleri, dinsel kurumlar ve göçmen kuruluşları gibi paydaşlarla etkili işbirliği içinde hazırlanacak politikaların hayata geçirilmesine ilişkin düzenlemeler vardır.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN DEVLET TARAFINDAN UYGULANIP UYGULANMADIĞI DENETLENİR Mİ ?
Sözleşmenin imzacı devletler tarafından uygulanıp uygulanmadığı izlenmekte ve raporlar hazırlanmaktadır. Sözleşmenin izlenmesi iki ayrı komite tarafından yapılır.
Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddet Uzmanlar Grubu ( GREVİO) : İnsan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınlara karşı şiddet ve ev içi şiddet, ceza ve aile hukuku gibi konularda uzmanlaşmış bağımsız kişilerden oluşan uzmanlar grubudur. İmzacı ülkelerin sözleşmeyi etkili bir şekilde uygulayıp uygulamadıklarına ilişkin rapor hazırlarlar. Bu raporu hazırlarken ilgili devletten bilgi talebinde bulunabilir ve ülke ziyaretleri gerçekleştirebilirler.
Taraflar Komitesi : Sözleşmeye taraf olan ülkelerin temsilcilerinden oluşan komitedir. GREVIO üyelerini seçer ve raporlarını takip edip taraf devletlere tavsiyelerde bulunurlar.

No responses yet